Rusya, Avustralya ve Hollanda’nın “Rusya Federasyonu’na karşı” ICAO Konseyi’ne taşıdığı “Malezya Havayolları’na ait Boeing-777-200 uçağının MH17 seferiyle ilgili” dosyada alınan kararı tanımayacağını duyurdu.

Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, “Rusya, Konseyin kararını tanımayacaktır. Karar gayrimeşrudur, 1944 tarihli Uluslararası Sivil Havacılık Sözleşmesi’ne ve Konseyin kendi usul kurallarına aykırıdır. Konseydeki taraflı çoğunluğun aksine Rusya, BM Güvenlik Konseyi’nin 2166 sayılı (2014) kararına ve hava kazasının gerçek nedenlerinin belirlenmesi misyonuna bağlılığını sürdürüyor” ifadelerine yer verdi.

Rusya: MH17 trajedisinin başlıca sorumlusu Kiev rejimi

Rusya Dışişleri Bakanlığı, Malezya Havayolları’na ait MH17 sefer sayılı uçağın düşürülmesinden “Kiev rejimini” sorumlu tuttu.

Açıklamada, “Rusya tarafı, MH17 kazasında hayatını kaybedenlerin yakınlarına en derin taziyelerini sunmayı sürdürmektedir. Ancak bu trajedinin asıl sorumlusunun Kiev rejimi olduğunu net biçimde anlamak gerekir. 2014 yılında, Kiev sözde terörle mücadele bahanesiyle Donbas’a karşı askeri operasyon başlattı. Bu bahanenin sahteliği daha sonra BM Uluslararası Adalet Divanı tarafından da teyit edildi: Mahkeme, DNR ve LNR’nin terörist örgütler olmadığını belirtti. Sivil yerleşim yerlerine, Donetsk, Lugansk ve diğer şehirlere yönelik acımasız bombardımanlarda kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere barışçıl siviller öldürüldü” denildi.

Bakanlık, ayrıca Kiev’in çatışma bölgesinde hava sahasını tamamen kapatmaktan kaçındığını ve sivil yolcu uçaklarını – örneğin MH17’yi – bombardıman uçakları için kalkan olarak kullandığını belirtti.

MH17’nin düşürülmesinde Rusya’nın suçlanmasını reddetti

Malezya Havayolları’na ait Boeing uçağı, 17 Temmuz 2014’te Amsterdam’dan Kuala Lumpur’a giderken Donetsk üzerinde düşmüştü. Uçakta bulunan 298 kişi hayatını kaybetmişti. Olayın hemen ardından Kiev, suçu DNR milislerine atmış ancak milisler, ellerinde bu irtifadaki bir uçağı vuracak imkan bulunmadığını söylemişti. Ukrayna, radar verilerini vermeyi reddetmiş, ABD ise uydularındaki görüntüleri paylaşmamıştı.

Dışişleri açıklamasında, ICAO Konseyi’nin 12 Mayıs tarihli kararı hatırlatılarak şunlar kaydedildi: “ICAO’nun basın açıklamasına göre, Konsey Mart 2022’de Avustralya ve Hollanda tarafından başlatılan MH17 soruşturmasıyla ilgili karar almıştır. Konseyde yer almayan Rusya’nın sorumlu olduğu iddia edilmiştir. Ancak kararın kendisi ve gerekçeleri açıklanmamıştır. Yani karar ‘körlemesine’ alınmıştır. Bu durumda ortada bir karar olduğundan bile söz edilemez. Bu olay, ICAO Konseyi’nin mevcut halinin siyasi motivasyonla hareket eden bir yapı olduğunu bir kez daha göstermiştir.”

Bakanlık, “Rusya geçen yıl, 17 Haziran 2024’te, Konseyin ve ICAO Sekretaryasının çok sayıda usul ihlali nedeniyle bu soruşturmaya katılımını sonlandırmıştır. Bu koşullarda objektif bir soruşturma yürütmek mümkün değildi. Moskova’nın prensipli pozisyonu geçerliliğini korumaktadır – Rusya MH17 kazasından sorumlu değildir ve Avustralya ile Hollanda’nın iddiaları gerçekle bağdaşmamaktadır” ifadelerine yer verdi.

Hollanda’nın yürüttüğü soruşturmaya sert eleştiri

Dışişleri Bakanlığı ayrıca, Hollanda tarafından yürütülen MH17 soruşturmasını da eleştirdi ve soruşturmanın temelsiz verilerle yürütüldüğünü iddia etti.

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Hollandalıların organize ettiği soruşturma, kimliği gizli tanıkların ifadeleri ve şüpheli kaynaklardan, çıkarı olan taraflardan – Ukrayna Güvenlik Servisi SBU’dan – gelen materyallere dayanmaktadır. Hollanda ve Avustralya’nın, uydu görüntülerinin kanıt olarak kullanıldığı yönündeki beyanları da doğru değildir – bu ülkelerin ellerinde bu görüntüler hiç olmamıştır. ABD ise, MH17 uçağının yerden havaya atılan bir füze ile vurulduğunu gösterdiğini iddia ettiği uydu verilerini soruşturma makamlarına vermeyi reddetmiştir.”

Yolcu uçağının düşmesinden sonra Kiev yönetimi olaydan Donetsk Halk Cumhuriyeti’ni sorumlu tutmuş, ancak DNR yetkilileri, bu kadar yüksekte uçan bir uçağı vuracak donanıma sahip olmadıklarını ifade etmişti. Aynı şekilde, ABD de var olduğunu iddia ettiği uydu görüntülerini bugüne dek paylaşmamıştı.