ABD, 24 Şubat’ta Ukrayna’daki çatışmanın çözümüne ilişkin BM Genel Kurulu’na sunulmak üzere hazırladığı karar taslağını açıklayacak. 

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, sosyal medya platformu X üzerinden  yaptığı açıklamaya göre ABD, 24 Şubat’ta “BM’ye tarihi bir karar tasarısı sunacak ve tüm üye ülkelerin bu tasarıyı destekleyerek barışa giden yolu açmaları gerekiyor.” Rubio, ABD Başkanı Donald Trump’ın “Ukrayna’daki çatışmayı sona erdirme hedefini benimsediğini” vurguladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından Rubio’nun paylaşımına eklenen açıklamada, Trump’ın “uzun vadeli barışı sağlayacak bir çözüm” hedeflediği ifade edildi. ABD’nin hazırladığı karar tasarısının bu tutumu yansıttığı ve BM Şartı’nda yer alan “anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesi” ilkesine uygun olduğu belirtildi. Açıklamada, BM’nin temel değerlerini paylaşan tüm ülkelerin, barışın mümkün olduğu gerçeğini kabul etmesi gerektiği vurgulandı.

“Çatışma korkunç ve BM, bu çatışmayı sona erdirmede yardımcı olabilir. Barışa ulaşmak mümkündür.” ifadesine yer verilen tasarıda, ABD’nin bu sürece katkı sağlamaya hazır olduğu belirtiliyor. Açıklamada “Barışa yönelik harekete geçmek için şimdi doğru zaman. Bu kararın kabul edilmesi, barış yolunda ilerleme kaydetme fırsatıdır.” denildi.

ABD’nin Ukrayna çatışmasına yönelik BM’deki tutum değişikliği

ABD’nin BM’deki Ukrayna politikası değişiyor. Daha önce ABD, BM Genel Kurulu’na sunulan Rusya karşıtı karar tasarısının ortak sunucusu olmayı reddetmişti. Şimdi ise ABD, kendi karar taslağını sundu. Bu tasarıda, çatışmanın başlamasından dolayı Rusya’yı doğrudan suçlayan ifadeler yer almıyor. Bunun yerine, “Rusya-Ukrayna çatışması” olarak tanımlanan süreçte hayatını kaybedenler için üzüntü dile getiriliyor ve savaşın bir an önce sona erdirilmesi çağrısı yapılıyor.

BM Güvenlik Konseyi’ndeki bir kaynak, TASS’a verdiği demeçte, Avrupa Birliği üyesi bazı ülkelerin, ABD’nin tarafsız bir Ukrayna kararı sunma kararı üzerine, acil bir toplantı yapmayı planladıklarını söyledi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD’nin Rusya karşıtı karar tasarısına ortak olmama kararını değerlendirerek, bunun “Donald Trump yönetiminin pragmatizmini yansıttığını” belirtti. Lavrov’a göre Trump, farklı ülkelerin liderleriyle yaptığı görüşmelerde “mantıklı düşünmenin” en önemli ilke olduğunu vurguluyor ve bu, Ukrayna konusunda da geçerli bir yaklaşım olarak öne çıkıyor.