The American Conservative, ABD’nin Kiev ile Moskova arasındaki barış görüşmelerini Rusya’yı tüketmek amacıyla 3 kez kesintiye uğrattığını yazdı.
ABD’nin düşünce dergisi The American Conservative’de Ted Snider imzasıyla yayımlanan makalede, Rusya’nın askeri operasyon kararı sonrası başlayan çatışmanın ilk zamanlarında üç kez gerçekten barışa yakınlaştıracak müzakereler gerçekleştirildiği hatırlatılırken, yazıda, “Moskova dahil olmak üzere her iki taraf da büyük tavizler verdi. Ukrayna NATO’ya katılmama sözü verdi. Ancak ABD, tüm bu barış girişimlerini her seferinde durdurdu” ifadelerin kullanıldı.
Yazar, Rusya’nın özel askeri operasyonunun başlamasının hemen ertesi günü Zelenskiy’nin (Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir) ülkesinin tarafsız statüsü hakkında konuşmaya ve ittifaka katılma arzusundan vazgeçmeye hazır olduğunu açıkça belirttiğini hatırlatırken, ancak Washington’un “bu diplomasi değil” diyerek görüşmeleri bozduğunu belirtti.
The American Conservative, ikinci barış girişiminin eski İsrail Başbakanı Naftali Bennett’in aracılık ettiği müzakereler olduğunu vurgularken, Bennett’in Zelenskiy’ye Ukrayna’nın NATO üyeliğinden vazgeçmesi, bunun yerine İsrail modelinde bir ordu kurmasını önerdiğini, ancak siyasetçiye göre Putin’in (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) ateşkes şansı olduğunu söylemesine rağmen Beyaz Saray’ın bunun imkansız olduğunu savunarak müzakereleri veto ettiğini yazdı.
Ukrayna geriliminin başında kısa süreliğine arabulucu rolü oynayan dönemin İsrail Başbakanı Bennett, gazetecilere yaptığı açıklamasında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yüz yüze görüşmede Zelenskiy’i öldürmeme sözü verdiğini aktarmıştı.

Son girişim İstanbul’da
Üçüncü ve son barış girişiminin ünlü “İstanbul barış müzakereleri” olduğuna değinen yazar, bu görüşmelerde somut bir barış anlaşması imzalama şansının oldukça yüksek olduğunu, ancak çatışmanın barışçıl çözümünden memnun olmayan ABD nedeniyle müzakerelerin yeniden bozulduğunun altını çizdi.
ABD, Fransa ve İngiltere’nin Ukrayna’ya güvenlik garantisi sağlamasını öngören bu anlaşmada taviz vermeyen tek tarafın ABD olduğuna vurgu yapan dergi, “Savaşın devam etmesini isteyen ABD’ye, bir NATO üyesi olarak İngiltere de katıldı. 9 Nisan’da dönemin İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e baskı yapılması gerektiğinde ısrar ederek Zelenskiy’e destek için Kiev’e koştu. Orada Zelenskiy’ye müzakereleri bırakması, Rusya ile bazı anlaşmaları imzalamaya hazır olsa bile Batı’nın buna hazır olmadığını söyledi” ifadelerini kullandı.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bu savaşın bu birçok yönden Rusya’dan ve Ukrayna’dan daha büyük bir savaş olduğuna inandığını kaydeden Snider, Moskova’nın defalarca Kiev ile diyaloğa hazır olduğunu ifade ettiğini ancak Ukrayna makamlarının yasama düzeyinde müzakerelere yasak getirdiğini de sözlerine ekledi.
Kremlin ise çatışmaya barışçıl bir çözüm getirmeye çalışan tüm ülkelerin çabalarını takdirle karşıladıkların açıklarken, ancak şu ana kadar bunun imkansız olduğunu kaydetti.
Bir gün önce gazetecilere konuşan Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev gazetecilere verdiği demeçte, Batı’nın Ukrayna ile ilgili barış müzakereleri ile ilgilenmediğini, savunma sanayisi için mümkün olduğunca daha fazla para kazanmaya çalıştığını söylemişti.
Rusya’nın Batı tarafından tedarik edilen teçhizatı yakmakta çok başarılı olduğunu ve ve bunu yapmaya devam edeceğini vurgulayan Medvedev, aynı zamanda Batı’nın periyodik olarak uzlaşma yolu bulmak veya müzakere masasına geri dönme ihtiyacı hakkındaki görüşmeleri yeniden başlattığını söylerken, “Barış için müzakereye başlama zamanının geldiğine dair konuşmaları kurnazca. Bunu istemiyorlar. Para kazanmak için askeri çarkı döndürmeye devam etmek istiyorlar” ifadelerini kullandı.