Kremlin Güvenlik Konseyi Sekreteri ve Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Nikolay Patruşev, NATO’nun Avrupa kanadının, Moskova ile Washington arasındaki diyaloğun yeniden kurulmasına kayıtsız kaldığını ve Baltık bölgesinde Rusya’ya karşı blokaj politikasını sürdürdüğünü söyledi.
Patruşev, “NATO, devletlerarası ilişkilerde tehditleri temel araç olarak kullanmaya devam ediyor. Avrupa kanadı, Baltık bölgesinde Rusya’ya karşı blokaj politikasını sürdürüyor ve Moskova ile Washington arasında diyalog kurulmasını umursamıyor.” ifadelerini kullandı.
“NATO’nun Rus limanlarına yönelik tehditleri artabilir”
“Natsionalnaya Oborona” (Ulusal Savunma) dergisine verdiği röportajda Patruşev, NATO’nun Baltık bölgesindeki denizcilik faaliyetlerinin kasıtlı olarak bölgesel gerilimi artırdığını belirtti. Ona göre, Rus limanlarına ve deniz taşımacılığı özgürlüğüne yönelik tehditlerin artma olasılığı oldukça yüksek.
Güvenlik Konseyi Sekreteri, “Baltık’taki mevcut durumu analiz ettiğimizde, Avrupa ülkelerinin deniz kuvvetleri tarafından bölgesel gerilimin kasten tırmandırıldığını görüyoruz. Rus liman altyapısına ve deniz taşımacılığına yönelik tehditlerin daha da artma ihtimali yüksek.” diye konuştu.
“NATO, Rusya’nın boru hatlarını ve tankerlerini hedef almayı planlıyor”
Patruşev’e göre, NATO’nun, Rusya’nın denizaltı boru hatlarına, tankerlerine ve kuru yük gemilerine yönelik sabotaj faaliyetlerini artırmayı planladığına dair işaretler var.
“2024’ün sonlarından itibaren, ‘Baltık Nöbetçisi’ operasyonu kapsamında Baltık bölgesine ek kuvvetler sevk ediliyor. Bunun gerekçesi olarak artan sabotaj faaliyetleri gösteriliyor.” diyen Patruşev, mevcut verilerin bu olayların doğrudan NATO ülkeleri tarafından organize edildiği, finanse edildiği ve gerçekleştirildiği ihtimalini güçlendirdiğini savundu.
Patruşev ayrıca, Batılı ülkelerin denizcilik provokasyonlarını Soğuk Savaş döneminden beri kullandığını ve bu taktiklerden vazgeçmeye niyetleri olmadığını söyledi. Güvenlik Konseyi Sekreteri,”NATO ülkelerinin deniz kuvvetlerinin düzenlediği tatbikatlarda ve eğitim programlarında, sabotaj birimlerine özel önem verildiği tesadüf değil.” dedi.
