Rusya İçişleri Bakanlığı (MVD), son yayınladığı suç istatistikleri raporunda bu yılın sekiz ayında yabancı uyruklu vatandaşlar tarafından işlenen suçların sayısının yükseldiğini, öte yandan yabancılara karşı işlenen suçlarda düşüş meydana geldiğini açıkladı.

MVD raporunda yer alan açıklamada, Rusya topraklarında Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri vatandaşları dahil tüm yabancı vatandaşların  24 bin 700 suç işlediği belirtilirken, bu rakamların 2020 yılına kıyasla yüzde 5,9 daha yüksek olduğu vurgulandı.

Sadece BDT ülke vatandaşlarının işlediği suç sayısının 19 bin 200 olduğuna işaret edilen İçişleri Bakanlığı raporunda, yabancılar tarafından işlenen suçlarda BDT ülke vatandaşlarının oranının yüzde 77,8 olarak gerçekleştiğinin altı çizildi.

Öte yandan bu yılın ilk sekiz ayında Rus vatandaşları tarafından göçmenlere karşı işlenen suçların sayısında yüzde 1,1 azalma kaydeden bakanlık, bu dönemde göçmenlere karşı işlenen suç rakamlarının 10 bin 300 olarak tespit edildiğini açıkladı.

Son zamanlarda pandemi nedeniyle Rusya’da sayılarının azalmasına rağmen özellikle Moskova’da artış gösteren toplu göçmen kavgaları ülkenin gündemine otururken, Rus yetkililer, yasaları ihlal eden göçmenlerin sınır dışı edilmesi eylemlerine hız vermeye başladı.

Yakın zamanda Moskova Belediye Başkanı Sergey Sobyanin, son zamanlarda Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerinden yaklaşık 200 göçmenin yasa ve düzeni ihlal ettiği için başkentten sınır dışı edildiğini, 17 bin 500 göçmenin de ülkeye girişinin yasaklandığını açıklamıştı.

“Son zamanlarda çok ciddi suç oranları gözlemledik. Moskova ve bölgesinde göçmenler arasında toplu kavgalar meydana geldi. Başkent olarak bu tür misafirlerden memnun değiliz. Bu nedenle polis son aylarda sert baskınlar yaptı. 800 ceza davası açıldı, 200’e yakın kişi tutuklanarak sınır dışı edildi. 17 bin 500 kişinin ülkeye girişi yasaklandı” diyen Sobyanin, BDT ülkelerinden yüz binlerce göçmenin yıllardır Rusya’nın başkenti Moskova’ya istihdam amacıyla geldiğini ve gelenlerin çoğunun yasalara uygun davrandığını vurgularken, “Kurallara uymayan göçmenlerin sınırdışı edilmesi, bazı kesimler için aşırı görünebilir. Moskova misafirperver bir şehirdir. Ancak başkenti ziyaret eden göçmenlerin kurallara uyacak kadar nazik olmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

16 Ağustos’ta Rusya İçişleri Bakanlığı (MVD) tarafından yapılan açıklamada, 2021’in ilk yarısında Rusya’dan yaklaşık 8 bin 600 yabancı vatandaşın sınır dışı edildiği bildirilmişti.

Yakın zamanda Rusya Federasyonu Başsavcılığı tarafından hazırlanan raporlar, ülkede yaşayan göçmenler tarafından işlenen her üç suçtan birinin Moskova ve Moskova Bölgesi’nde meydana geldiğini göstermişti.

İçişleri Bakanlığı verilerine göre Moskova’da 800 bin civarında yabancı vatandaş bulunuyor. Bir yıl önce sayıları bir milyonu geçen yabancı sayısının çoğunluğunu esas olarak yüzde 30 oranıyla Kırgızistan, yüzde 27 ile Özbekistan ve yüzde 20 ile Tacikistan vatandaşlarının oluşturduğu başkentte bu yılın ilk çeyreğinde yabancı uyrukluların göç kaydı sayılarında azalma eğiliminin devam ettiğini açıklayan bakanlık, göçmenlerin ikamet işlemlerinde yüzde 41,4 düşüş kaydedildiğini belirtti.

Göçmenler neden kendi arasında kavga etmeye başladı?

Yaz aylarında Rus basınında neredeyse her hafta gündemde olan  göçmenler arası kavgalar hakkında araştırma yapmaya karar veren Moskovsky Komsomolets gazetesi, kavgaya karışan bazı göçmenlerin işgücü piyasasındaki sorunlar nedeniyle kavga ettiklerini öğrendi.

Ağustos ayında Moskova Bölgesi Khimki’deki toplu göçmen kavgasına karışanlardan olan Alimcon isimli bir göçmen, gazeteye verdiği demeçte kardeşinin bir inşaat şantiyesinde çalıştığını söylerken “Üç yıldır Rusya’da..Ustabaşı oldu. 20-30 bin maaş ödeniyor. Şantiye çalışanları olarak ücretlerin yükseltilmesini istediler. Artık bu parayla yaşayamazsın… İşe gelmediler. Sonra başka bir göçmen grubu inşaat firmasına gelip onların yerine biz çalışacağız dediler. Ağabeyim beni yardıma çağırdı, bütün tanıdıkları topladık. Kavga ettik. Karakola götürenler bizim gruptan değildi. Diğer grup oldu. Sonra ağabeyimi 5 bin ruble daha yüksek maaşla tekrar işe almak zorunda kaldılar” ifadelerini kullandı.

Öte yandan Moskova’da kuaförlük yapan göçmen Ayşat, kavga edenlerin neredeyse tamamının inşaat sektöründe çalıştığına işaret ederek, “Ben kuaförüm.45 bin ruble maaş alıyorum, Yakın zamana kadar 20 bin ruble ayırıp Taşkent’teki anneme gönderiyordum. 15 bin rubleyi oda kirasına, 10 bin rubleyi de  yaşamak için ayırırdım. Fakat yiyecek fiyatları çok arttı. Artık günlük harcamalar için yeterli param yok. Ev sahibi de oda kirasına zam yapacakmış. Anneme 20 değil 10 bin ruble göndereceğim ortaya çıktı. Çalıştığım yerde maaşımı yükseltmeyi düşünmüyorlar. Berberlerin kavga etme düşüncesi yok. Ama inşaat işçileri rekabet için kavga ediyor” diye konuştu.

Ülkede göçmenlerin haklarını korumak için kurulan Rusya Göçmenler Federasyonu’nun başkanı Vadim Kojenov, son zamanlardaki göçmen kavgaları hakkında yaptığı konuşmada, kriz nedeniyle artan gıda ve ürün fiyatlarının herkes gibi göçmenleri de etkilediğini vurgularken, “Gerginlik var. Örneğin uçak biletleri çok pahalı hale geldi. Daha önce göçmenler 10 bin rublelik biletle memleketini ziyaret edebiliyordu. Şimdi 40 ila 70 bin ruble arası biletler için ödeme yapmanız gerekiyor. Bu iki aylık yaz sıcaklarında her gün çalışmak gerektiğini de ekleyince gerginlikler ve kavgalar ortaya çıkıyor” dedi.

Kozhenov, toplu sokak kavgalarına karışan göçmenlerin İçişleri Bakanlığı tarafından Rusya’ya girişlerinin 40 yıl boyunca yasaklandığını da belirtirken, bu önlemlerin çok katı olduğunu, göçmen işçiye ihtiyaç hisseden ülkede bu kadar sert bir cezanın kavgaların üstesinden gelmek için uygun bir çözüm olduğundan şüphe ettiğini sözlerine ekledi.

Öte yandan bu gerilimleri farklı nedenlere bağlayan Rusya Ekonomi Yüksekokulu öğretim üyesi Prof.Dr. Yosif Diskin, bu tür çatışmaların nedeninin göçmenlerin Rus toplumuna sosyal olarak entegre olamamasına bağlıyor.

“Özellikle yeni nesil göçmenler Rus yasalarına ve kamu düzeninin gereklerine uyma zorunluluğunu anlamakta zorlanıyor” diyen Diskin, temel sorunun Rusya’ya gelen ikinci nesil göçmenleri olan genç göçmenleri ilgilendirdiğini belirtti.

“Rusya’ya daha önce gelen göçmenler, memleketlerinde bıraktıkları yoksulluğu hatırlıyor. Bu yüzden misafir olarak bulundukları ülkede kurallara uymayı tercih ediyor. Ancak genç göçmen neslin böyle bir önceliği yok. Geçmişi de yaşanan yoksulluğu da hatırlamıyor, ya da hatırlatılmıyor” diyen Yosif Diskin, Rusya’nın göçmenleri ister istemez bütünleştireceği ve Rus toplumunun normlarını daha iyi anlayacakları sosyal, kültürel yapıya dahil etmesi gerektiğini vurguladı.

Rusya’ya gelen göçmenlerin sosyal entegrasyonunun giderek önem taşıdığını belirten uzman, bu konuyla devlet kurumlarının daha yakından ilgilenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Yakın zamanda Rusya Federasyonu Müslümanları Dini İdaresi, ülkedeki göçmenlerin sosyalleşmesi ve adaptasyonu için programların geliştirilmesi çağrısında bulunarak, Rus diasporaları arasındaki çatışmaları yalnızca cezalandırıcı yöntemlerle çözmenin kabul edilemez olduğunu açıklamıştı.

Kavgalara karışan göçmenerin sınırdışı edilmesiyle ilgili birçok haber yayınlandığına işaret edilen Rusya Müslümanları Dini İdaresi basın açıklamasında, son zamanlarda Rusya’nın başkenti Moskova olmak üzere ülkedeki göçmen diasporaları arasındaki çatışmalarla bağlantılı olarak, ülkede göçmen işçilerin uyumu ve sosyalleşmesi için yetkin bir politika oluşturmanın ve mekanizmalar geliştirmenin önemi vurgulanırken, bu sorunu önleyici cezai çözümlerin evrensel kurallara uygun olması gerektiğinin altı çizildi.

Katı cezai tedbirlerin göçmenlerin entegrasyonuna olumlu etki etmeyeceğini ifade eden Rusya Müslümanları Dini İdaresi, komşu ülkelerden Rusya’ya gelen Müslüman göçmenlerin sosyalleşmesi ve adaptasyonu çözümlerine katkıda bulunmaya hazır olduklarını duyurdu.