GAZETEM RUSYA | SİYAMEND KAÇMAZ

Antalya Valisi müjdeyi verdi: Bu yıl turizm sezonu uzayacak

Güncelleme Tarihi: Eylül 06, 2025 17:16
GAZETEM RUSYA HABER MERKEZİ
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 25, 2025 10:04
Siyamend Kaçmaz

Geçen hafta Antalya Valimiz Hulusi Şahin’in misafiri oldum. Bana Antalya’nın yalnızca “deniz, kum ve güneş”ten ibaret olmadığını, bambaşka bir portresini gösterdi. Sohbetimize de bir müjdeyle başladı: “Bu yıl turizm sezonu kasım ayını da kapsayacak gibi görünüyor. Aldığımız bilgilere göre hava şartları kasım ortasına kadar oldukça elverişli olacak ve yurtdışındaki tur operatörleri şimdiden Antalya satışlarını kasım dönemi için de pazarlamaya başlamış durumda.” dedi.

Reklam

Vali Şahin’in üzerinde özellikle durduğu bir diğer yenilik ise akşam saatlerinde ören yerleri ve müzelerin ziyarete açılması oldu. “Antalya’yı yalnızca gündüzleri yaşanan bir tatil destinasyonu olmaktan çıkarmak istiyoruz” diyen Vali Bey, bu uygulamanın turistler arasında kısa sürede ilgi gördüğünü vurguladı. Gündüz Akdeniz’in sularında serinleyen, otellerinde dinlenen ziyaretçiler; akşam olduğunda kendilerini ışıklandırılan tarihî yapılar arasında ya da müze salonlarında buluyor. Antalya’nın turizme kazandırdığı bu gece boyutu, şehrin kültürel mirasını ön plana çıkarırken turistlere de unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Tüm bu tablo, aslında Antalya turizminin yeni bir evreye girdiğinin işareti. Yıllardır yaz sezonuna sıkışan “tatil kenti” algısı, artık çok daha geniş bir vizyona bırakıyor. Sağlık turizminden kültürel gezilere, spor etkinliklerinden alışverişe uzanan çeşitlilik, kenti dört mevsim boyunca cazibe merkezi haline getiriyor. Vali Bey’in verdiği rakamlar da bunu doğrular nitelikte: Ortalama konaklama süresi 9–10 geceye yükselmiş. Deniz-kum-güneş için gelenler 7–12 gün kalırken, kültür ve alışveriş odaklı ziyaretçilerin bile 3–5 gün Antalya’da vakit geçirmesi dikkat çekici. Vali Bey’in aktardığı bir diğer önemli ayrıntı ise Antalya’daki beş yıldızlı otel sayısının, ismi turizmle anılan birçok ülkedeki toplam beş yıldızlı otel sayısından daha fazla olması. Yani Antalya artık sadece tatil yapılacak değil, yaşanacak bir şehir kimliği kazanıyor. Şehirde yerleşik hayata geçen yabancı uyruklu Antalyalılar da yaşamın her alanına adapte olmuş durumda.

Antalya’nın turizmde yakaladığı bu ivmenin arkasında yalnızca deniz ve kültür değil, güçlü bir altyapı vizyonu da bulunuyor. Vali Şahin, Antalya ile Alanya’yı birbirine bağlayacak otoyolun temelinin atıldığını, projenin kısa sürede hayata geçirilerek bölgedeki ulaşımı hem hızlandıracağını hem de çok daha güvenli hale getireceğini söyledi. Gerçekten de milyonlarca turisti ağırlayan bir şehir için ulaşım yatırımları sadece teknik bir mesele değil; doğrudan turizm deneyiminin parçası. Tatil için gelen bir turistin birkaç saatini yolda değil, sahilde ya da bir müzede geçirmesi, şehrin cazibesini artıran en önemli ayrıntılardan biri.

Antalya’nın bir başka güçlü tarafı da, en çok turistin geldiği Rusya ile kurulan yakın iş birliği. Vali Şahin, Rus makamlarıyla neredeyse her yıl üst düzeyde görüşmeler yapıldığını, hatta kaybolan bir çantadan sağlık ve güvenlik meselelerine kadar en küçük detayların bile masaya yatırıldığını anlattı. Antalya’da oluşturulan özel iletişim hatları sayesinde yaşanan sorunlara anında müdahale ediliyor. Bu sayede hem turistler kendilerini güvende hissediyor hem de Rus yetkililer Antalya’yı güvenli bir destinasyon olarak görüyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, milyonlarca yabancının huzurla tatil yapabilmesi için bu hassasiyet ve diplomasi büyük değer taşıyor.

Bu arada gözlemlediğim kadarı ile fiilen çatışma halinde bulunan Rusya ve Ukrayna vatandaşlarının hem yerleşik hayatta hem de turistik açıdan çoğunlukta olmalarına rağmen şehirde hiçbir şekilde gerginlik yaşamamaları. Bence bu Türkiye’nin iki ülkeye verdiği güvenle yakından ilgili. İnsanların düşüncelerini birbirine yansıtmamaları ve karşı karşıya gelmemeleri de Antalya’da başarılan bir başka önemli başlık olarak dikkatimi çekti.

Antalya’nın yükselen değerlerinden biri de sağlık turizmi. Vali Bey’in altını çizdiği nokta şu: İnsanlar artık sadece tatil için değil, sağlık ve estetik ihtiyaçlarını karşılamak için de Antalya’yı tercih ediyor. Adeta evlerinden alınıp en üst düzeyde konforla rahat bir şekilde şehre getiriliyorlar, burada hem denizin ve güneşin tadını çıkarıyor hem de sağlık hizmetlerinden faydalanarak ülkelerine dönüyorlar. Şehirde gördüğüm kadarıyla ülkenin en değerli doktorları klinik açarken, hastane zincirleri hastane açma yarışına girmiş durumda. Bu tablo, Antalya’nın “sadece tatil” kimliğini geride bırakıp, dünya çapında bir “sağlık ve yaşam merkezi”ne dönüşmekte olduğunu gösteriyor. Dünya’da bu tür deniz, kum, güneş ve tedavi turizminin Antalya kalitesinde benzeri yok.

Havalimanında Rekor

Haliyle bu kadar çok turisti ağırlayan bir şehirde en kritik can damarlarından biri havalimanı. Çünkü gelen turistin ülkeye adım attığı, ilk izlenimini edindiği, ilk teması yaşadığı yer tam da burası. Vali Bey, bazen aynı anda onlarca uçağın indiğini, pasaport kontrolünde yüzlerce yolcunun biriktiğini ama bu yoğunluğun çok kısa sürede eritilerek yolcuların seri şekilde geçiş yaptığını anlattı. “Dünyada bu kadar hızlı işleyen bir sistem yok” derken, uzun kuyrukların hızla ilerlemesiyle turistlerin yüzündeki şaşkınlığın yerini memnuniyete bıraktığını gözlemlediklerini söyledi.

Milyonlarca yolcuyu ve binlerce uçağı ağırlayan Antalya Havalimanı, yeni binasıyla hizmet vermeye başladı. Bu yılı bir anlamda “eksikleri görme ve hızla giderme yılı” olarak değerlendirdiklerini ifade eden Vali Bey, yapılan düzenlemelerle birlikte havalimanının tam kapasite çalıştığında herkesin memnun kalacağı bir hizmet sunacağını vurguladı. Geçtiğimiz günlerde 1234 (1094 dış hat, 140 iç hat) iniş ve kalkışla kırılan rekoru da paylaşırken, “Düşünebiliyor musunuz? Bir günde 600’ün üzerinde uçak inip kalktı Antalya’dan” sözleriyle haklı gururunu ortaya koydu.

Turizm sezonunun kasımı da kapsayacak şekilde uzaması, sadece takvimsel bir artı değil, doğrudan ekonomik bir kazanç anlamına geliyor. Vali Bey’in verdiği bilgilere göre bu yıl yalnızca ziyaretçi sayısı değil, turistlerin harcama miktarları da yükselmiş durumda. Kente gelen yabancıların daha uzun süre kalmaları ve daha yüksek harcama yapmaları, otelden restorana, alışverişten ulaşıma kadar her sektöre doğrudan katkı sağlıyor. Kısacası Antalya, hem turist sayısı hem de nitelikli harcama düzeyiyle turizmin gerçek anlamda katma değerini yükselten bir merkez haline gelmiş durumda.

Tüm bu tabloyu dinlerken şunu düşündüm: Antalya artık sadece yaz tatiliyle anılan bir destinasyon değil, yılın her döneminde farklı yüzleriyle turist çeken bir şehir. Kasımı da kapsayan sezon, akşamları ışıkla canlanan tarihî yapılar, hızla gelişen sağlık turizmi ve altyapı yatırımlarıyla Antalya, küresel turizmin en önemli merkezlerinden biri olma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor. Bu değişimi yerinde görmek bana da şunu hissettirdi: Antalya’da yaşam artık yalnızca güneşin altında değil; müzelerin, tarihî eserlerin, sağlık hizmetlerinin ve dört mevsime yayılan yaşamın içinde akıyor.

İlginizi Çekebilir