Rusya’nın başkenti Moskova’da yer alan Tsaritsıno Sarayı’nın geniş parkında “altın sonbahar” tüm tonlarıyla kendini gösteriyor. Ağaçların sarı ve kızıl yapraklarla bezendiği yürüyüş yolları, göletlerin çevresinde uzanan ahşap köprüler ve tarihi pavyonlar, ziyaretçilere dingin bir atmosfer sunuyor.

Tsaritsıno Parkı, haftasonu kaçamakları ve açık hava etkinlikleri için kentin en çok tercih edilen sosyal yaşam alanlarından biri. Ziyaretçiler, gölet kıyısında yürüyüş yapıyor, çim alanlarda dinleniyor ve saray silüetiyle birleşen manzarayı fotoğraflıyor. Özellikle gün batımında, ışığın yapraklar üzerindeki yansıması etkileyici kareler oluşturuyor.

Sonbaharın bu kısa ve canlı döneminde park, fotoğraf tutkunlarına zengin kompozisyon seçenekleri sunarken, aileler ve turistler için de sakin bir gezi rotası oluyor. Tsaritsıno, mimarisi ve peyzajıyla Moskova’da mevsimin ruhunu en iyi hissettiren adreslerden biri.

TSARİTSINO SARAYI

Tsaritsıno’nun temeli, İmparatoriçe II. Katerina’nın 1775’te araziyi satın alıp yazlık konut olarak planlamasıyla atıldı. İlk proje saray mimarı Vasili Bazhenov’a verildi; ancak Katerina’nın beğenmemesi üzerine 1785’te çalışmalar durdurularak Matvey Kazakov’un tasarladığı Büyük Saray’a geçildi. 1796’da Katerina’nın ölümüyle inşaat tamamen kesildi ve kompleks iki yüzyıl boyunca yarım halde kaldı. 2005–2007 arasında kapsamlı bir restorasyon gerçekleştirildi ve alan bugün Tsaritsıno Müzesi-Doğa Parkı (müze-rezerv) olarak hizmet veriyor.