Rusya’da yapılan kapsamlı kamuoyu yoklaması, geride kalan yılın toplumun büyük bölümü açısından zorluklarla geçtiğini ortaya koyarken, 2026’ya ilişkin beklentilerin ise temkinli bir iyimserlik çerçevesinde şekillendiğini gösteriyor.
Rusların çoğunluğu (yüzde 40), gelecek yılın ülke için genel olarak iyi geçeceğini düşünüyor. Katılımcıların üçte biri (yüzde 30) yılın daha ziyade zor olacağı görüşünde. Her beş kişiden biri (yüzde 20) ise 2026’nın oldukça başarılı geçeceğini ifade etti. Sadece yüzde 5’lik kesim yılın çok kötü olacağını öngörürken, aynı orandaki katılımcı (yüzde 5) soruya yanıt vermekte zorlandı. Bu veriler, VTSİOM Analitik Merkezi’nin Aralık ayında 18 yaş üstü bin 600 Rus vatandaşıyla gerçekleştirdiği telefon anketinin sonuçlarına dayanıyor.

Geride kalan yılın değerlendirmesi
Geride kalmak üzere olan 2025 yılı ise katılımcıların yarısına yakınına göre (yüzde 49) daha ziyade zor geçti. Katılımcıların yüzde 15’i yılı kötü ve çok ağır olarak nitelendirirken, yüzde 24’ü genel olarak iyi geçtiğini söyledi. Yalnızca yüzde 5’lik kesim yılı çok başarılı olarak tanımladı, yüzde 7 ise yanıt vermekte zorlandı.
VTSİOM Analitik Merkezi analistleri, Rus toplumunun şu anda en zor dönemleri mi yaşadığı, bu dönemlerin geride mi kaldığı yoksa henüz yaşanmadığı mı sorusunu da katılımcılara yöneltti. Katılımcıların yaklaşık yarısı (yüzde 48) en zor zamanların henüz önde olduğunu söylerken, yaklaşık her dört kişiden biri (yüzde 23) bu dönemlerin geride kaldığını düşünüyor. Kalan kesimin yüzde 16’sı ise toplumun bu zor dönemleri şu anda yaşadığı görüşünü dile getirdi. Yüzde 13’lük kesim soruya yanıt veremedi.
Beklentiler ve 2026 projeksiyonu
VTSİOM Analitik Merkezi Genel Direktörü Valeriy Fyodorov, dünyanın birkaç yıldır türbülans bölgesinde bulunması nedeniyle zor geçen yılın gerçekçi değerlendirmelerinin baskın olmasının şaşırtıcı olmadığını söyledi. Fyodorov, katılımcıların gelecek yıla ilişkin beklentilerinin bir tahminden ziyade duyguları ve umudu yansıttığını belirtti. Rusların aşırı derecede yüksek beklentilere sahip olmadığını vurgulayan Fyodorov, beklentilerin olumlu ancak aşırı iyimser olmadığını, anket sonuçlarının değerlendirmelerdeki ayakları yere basan yaklaşımı ve realizmi yansıttığını ifade etti.
VTSİOM Analitik Merkezi’nin öngörülerinde, 2026 yılında özel askeri operasyonun sona ermesinin oldukça gerçekçi göründüğü belirtildi. Bu durumda en büyük görevlerden birinin, çatışmalara katılanların barışçıl topluma uyum sağlaması ve yeniden entegrasyonu olacağı kaydedildi. Bir diğer önemli başlık olarak, yeni ve eski cephe hattı bölgeleri dahil olmak üzere zarar gören toprakların yeniden inşası öne çıktı. Aynı zamanda bu bölgelerde yaşayan sivil nüfusun hayatının normalleşmesi için kapsamlı önlemlere ihtiyaç duyulacağı vurgulandı.
Merkezin tahminlerine göre 2026 yılında toplumda bir tür demobilizasyon etkisi bekleniyor; ekonomik ve sosyal sorunlar daha da keskinleşecek. Ülkede hayatın normalleşmesine ve adalete yönelik talep artarken, savaş döneminde gerekçelendirilen ancak barış zamanında kabul edilemez görülen kısıtlamalara yönelik hoşgörünün azalacağı öngörülüyor. Analistler, “normal bir yaşam” talebinin, özel askeri operasyonun sona ermesinin ardından ülkede ortaya çıkabilecek zorlu mali ve ekonomik koşullarla çelişebileceği sonucuna vardı.
“Petersburg Politikası” Vakfı Başkanı Mihail Vinogradov, Rusya-Ukrayna uzlaşmasının 2026 yılında gerçekleşebileceğine dair öngörünün gerçekçi olduğunu söyledi. Ancak Vinogradov, demobilizasyonun zamanlamasının net olmadığını, bu konu etrafında toplumda yüksek düzeyde kaygı bulunduğunu dile getirdi. Vinogradov, 1945 yılından sonra demobilizasyonun beş yıl boyunca sürdüğünü hatırlatarak, harita üzerindeki durum netleşmeden bölgelerin yeniden inşasından söz etmenin erken olduğunu ifade etti.
Vinogradov, 2026 yılında “insanların kısıtlamalardan duyduğu açık yorgunluk, ‘normallik’ talebi ile özgürlüklerin daraltılmış çerçevesine alışmış ve bunun geçici olduğunu hiçbir zaman açıkça söylememiş iktidarın aşırı konforlu durumu arasında bir çatışma yaşanabileceğini” belirtti.
Sosyolog Denis Volkov ise zor dönemlere ilişkin mevcut göstergenin bir yandan insanların bir miktar uyum sağladığını gösterdiğini söyledi. Öte yandan Volkov, göstergenin hâlâ oldukça yüksek seviyede kalmasının, Rusya’nın yaklaşık yedi yıldır sürekli ve yoğun bir gerilim içinde yaşadığını ortaya koyduğunu ifade etti. VTSİOM Analitik Merkezi verilerine göre Aralık 2019’dan bu yana zor zamanların henüz önde olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 50–57 aralığında değişiyor. Volkov, son yıllarda Rusların yaşadığı zorlu olaylar zincirine dikkat çekerek, kriz, ardından emeklilik reformu, COVID-19 salgını ve özel askeri operasyonun başlangıcını örnek gösterdi. Volkov, gerilimin hâlen sürdüğünü ancak Rusların büyük bir bölümü için özel askeri operasyonun artık arka planda yaşanan bir süreç haline geldiğini de sözlerine ekledi.
VTSİOM Analitik Merkezi’nin diğer öngörüleri
– İnternette engelleri aşmak daha zor hale gelecek. Yetkililer, internet üzerindeki denetimi artırmayı ve dijital egemenliği güçlendirmeyi hedefliyor.
– Tüketici talebinde ve küresel petrol fiyatlarında düşüş bekleniyor. Mali baskının artması, enflasyonun yüzde 4–5 seviyesine ve politika faizinin yüzde 12–14 aralığına gerilemesi öngörülüyor.
– Dijital rublenin ve satın alımlarda evrensel QR kodunun tam ölçekli uygulanması planlanıyor. Yapay zekâ, iş dünyasında ekonomik verimliliği artıran bir araç haline gelecek.
– “Ekoloji, kadrolar, devlet” kriterlerine dayalı bir iş dünyası değerlendirme sistemi olan EKG derecelendirmesinin önemi artacak. Şirketler, çalışanların ailelerine yönelik destek programlarını geliştirmeyi sürdürecek.
– Rusya Federasyonu’na bağlı bölgelerde, reşit olmayanların istihdamına yönelik bölgesel standartlar uygulanmaya başlanacak. 2008–2016 yılları arasında doğan ve sayıları 16,6 milyon olan kuşak, çocukluk ve gençlik çağına girmiş ya da girmek üzere olacak.






