“MTS Link” analistlerinin RIA Novosti için yaptığı araştırmaya göre, her iki Rus’tan biri “deepfake”in ne anlama geldiğini bilmiyor. Buna karşılık, büyük şirketlerde çalışan her üç kişiden biri bu teknolojiyle yapılan dolandırıcılık girişimleriyle karşılaştı.
Deepfake; yapay zekâ teknolojileriyle oluşturulan, gerçeğinden neredeyse ayırt edilemeyen video, ses ve görüntüler için kullanılan bir terim. En yaygın türleri arasında videolarda yüz değiştirme, ses sahteciliği ve sosyal medya ya da reklamlarda kullanılan fotogerçekçi portreler yer alıyor.

Araştırmaya katılanların yüzde 52’si “deepfake” kavramını duyduğunu belirtirken, yüzde 48’i bu kelimeyi hiç duymadığını söyledi. Çalışma, milyon nüfuslu şehirlerde yaşayan bin Rus vatandaşının katılımıyla gerçekleştirildi.
Katılımcıların büyük bölümü deepfake içerikleri internet üzerindeki eğlence videolarında (%64) veya reklamlarda (%27) gördüğünü ifade etti. Ancak sosyal mühendislik yöntemleriyle karşılaşanların oranı da dikkat çekti. Dolandırıcıların yüzde 19’u kurbanlarının arkadaş veya akrabalarının, yüzde 18’i ise yöneticilerinin ya da çalışma arkadaşlarının kimliğine bürünerek güven kazanmaya çalıştı.
Uzmanlara göre, bu tür girişimlerle en sık orta ölçekli işletmelerde karşılaşılıyor. Küçük ve büyük ölçekli şirketlerde olaylar daha az görülürken, mikro işletmelerde neredeyse hiç rastlanmadı.
Dolandırıcıların, yöneticileri veya çalışanları taklit etmek için hazırladıkları deepfake içerikleriyle genellikle Telegram ve WhatsApp (Meta’ya ait, Rusya’da yasaklı) üzerinden iletişime geçtiği, sosyal ağların ise ikinci sırada geldiği belirtildi.
“MTS Link”in icra direktörü Pavel Potekhin, RIA Novosti’ye yaptığı açıklamada, “Yönetici kimliğinin taklit edilmesiyle yapılan başarılı bir saldırı, şirkete milyonlarca rublelik zarara ve ciddi itibar kaybına yol açabilir. Kurumsal verilerin çalınmasını önlemenin en etkili yolu, iş ve kişisel iletişimin birbirinden ayrılmasıdır. Eğer kurum içinde sadece şirketin kendi görüntülü görüşme sistemi kullanılıyorsa, Telegram üzerinden gelen bir video aramasına güven duyulması zaten beklenmemelidir. Ayrıca bu sistemlerin geliştiricileri, platformlara özel dolandırıcılık karşıtı çözümler entegre ediyor” dedi.






