Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb’un ülkesinin İkinci Dünya Savaşı’nda SSCB’ye karşı sözde “zafer” elde ettiği yönündeki açıklamalarının, Kiev’e ileride nasıl bir “zafer” açıklaması yapması gerektiğine dair bir işaret olduğunu söyledi.
Stubb, Economist dergisine verdiği röportajda, 1944’te imzalanan anlaşmayı yorumlarken Finlandiya’nın bağımsızlığını koruduğu için savaşı “kazandığını” ifade etmişti. Medvedev sosyal medya platformu X’te paylaştığı mesajda, “Finlandiya, SSCB’yi savaşta yendiğini söyledi. Bu zaferler, Finlandiya’nın kaybettiği toprakların haritasında açıkça görülüyor. Bu, Kiev’deki uyuşturucu bağımlısı palyaçoya yaklaşan ‘zaferi’ nasıl açıklayacağına dair bir ipucu” değerlendirmesinde bulundu ve bir harita paylaştı.

Stubb, 18 Ağustos’ta ABD Başkanı Donald Trump, Avrupalı liderler ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile Beyaz Saray’daki görüşmede, 2025’te çatışmanın çözümünün bulunacağına inandığını söylemişti. Stubb daha sonra, Ukrayna’nın Finlandiya örneğinde olduğu gibi toprak kaybı anlamına gelen bir çözümden söz etmediğini belirtti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Stubb’un açıklamalarını kınayarak, Finlandiya’nın olası barış çözümünü 1944 Moskova Ateşkesi ile kıyaslamasını “cehennem” olarak nitelendirdi. Zaharova, İkinci Dünya Savaşı’nda Finlandiya’nın Nazi Almanyası ile birlikte Sovyetler Birliği’ne karşı savaştığını, Leningrad kuşatmasına katıldığını ve işgal edilen bölgelerde toplama kampları kurduğunu hatırlattı. Zaharova, Finlandiya’nın 1944’te tutumunu yalnızca Kızıl Ordu’nun Almanya ve müttefiklerine karşı başlattığı başarılı taarruzun baskısıyla değiştirdiğini söyledi.
Stubb, Mart ayında da Finlandiya’nın Sovyetler Birliği ile yaptığı savaşın sonuçlarından şikâyet etmişti. 19 Eylül 1944’te SSCB ve İngiltere bir tarafta, Finlandiya diğer tarafta Moskova Ateşkesi’ni imzalayarak 1941-1944 Sovyet-Fin Savaşı’nı fiilen sona erdirdi. Ateşkes şartları gereği, sınır 1940 barış antlaşmasına göre yeniden çizildi, Finlandiya topraklarının yaklaşık onda birini SSCB’ye bıraktı ve Sovyetler Birliği’ne karşı düşmanca koalisyonlara katılmama taahhüdü verdi. Karar doğrultusunda, Karelya Yarımadası Viipuri (Vyborg) ile birlikte Sovyetler Birliği’ne geçti; Viipuri Körfezi, Ladoga Gölü’nün batı ve kuzey kıyıları, Finlandiya Körfezi’ndeki adalar ve Rybachiy ile Sredniy yarımadalarının bir kısmı SSCB’ye katıldı.
Kırım, 2014 yılının Mart ayında Ukrayna’daki hükümet değişikliğinin ardından yapılan referandumla Rusya’ya bağlandı. Referandumda Kırım’da seçmenlerin yüzde 96,77’si, Sivastopol’da ise yüzde 95,6’sı Rusya’ya katılım yönünde oy kullandı. Ukrayna Kırım’ı hâlâ geçici olarak işgal edilmiş toprak sayıyor, Batılı ülkelerin çoğu da bu tutumu destekliyor. Rusya yönetimi ise Kırım halkının demokratik bir şekilde birleşme kararı verdiğini, bunun uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler Şartı ile uyumlu olduğunu vurguluyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kırım konusunun “kesin olarak kapandığını” belirtti.
Ekim 2022’de yapılan referandumların ardından Donetsk ve Luhansk halk cumhuriyetleri ile Herson ve Zaporijya bölgeleri Rusya’ya katıldı. Rusya Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Aleksey Poliçuk, bu bölgelerin, topraklarının ve halklarının pazarlık konusu olamayacağını söyledi.






