Türk edebiyatının unutulmaz ismi Nâzım Hikmet, ölümünün 62. yılında Moskova’daki Novodeviçi Mezarlığı’nda düzenlenen bir törenle anıldı.
T.C. Moskova Büyükelçiliği himayelerinde, Rus Türk İş İnsanları Birliği ve Moskova Nâzım Hikmet Vakfı’nın iş birliğiyle gerçekleştirilen anma etkinliğinde, şairin mezarı başında duygusal anlar yaşandı. Katılımcılar, Nâzım Hikmet’in eserlerinden dizeler okudu ve hatırasını saygıyla andı.
Törende ilk konuşmayı Rus Türk İş İnsanları Birliği Başkanı A. Erdem Acay yaptı. Acay, konuşmasında,“Nâzım Hikmet, şiirleriyle ve mücadelesiyle hepimizi birleştiriyor. Böylesine bir değere, sözlerinin gücü kıtaları aşan büyük bir şaire sahip olduğumuz için ne kadar gurur duysak azdır.” dedi.
Moskova Nâzım Hikmet Vakfı Başkanı Ali Galip Savaşır ise konuşmasında, “Akıp giden bu yıllar içerisinde yüzler, görüşler, bizler ve hatta hayatın kendisi değişti, değişiyor. Bu değişikliklerden birisi de geçtiğimiz yıl açılışını yaptığımız Nâzım Hikmet Kültür Merkezi. Bu merkez sayesinde sadece 3 Haziran’da değil, yıl boyunca Nâzım Hikmet’in ismini yaşatan etkinlikler yapılıyor. Daha ilk yıl içerisinde onlarca etkinliğe ev sahipliği yaptı. Moskova’daki kültür çevrelerinden, eğitim kurumları ve üniversitelerden, yerel halktan, özellikle gençlerden bizi gururlandıran geri dönüşler almaya ve büyümeye devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
Büyükelçi Bilgiç: “Gönül Ve Dostluk Köprüleri Kurdu”
Türkiye Cumhuriyeti Moskova Büyükelçisi Tanju Bilgiç, törende yaptığı konuşmada,“Türkçenin büyük şairi Nâzım, birkaç ömre sığacak bir hayat yaşarken ardında ölümsüz eserler bıraktı. Yaşamı hep tartışmalara konu olsa da sesi Latin Amerika’dan Asya’ya, Avrupa’dan Afrika’ya ulaştı. Gönlündeki insan sevgisini, vatan aşkını, sevdayı, tutkularını ve diğer tüm evrensel duyguları bize aktardı yazılarıyla, şiirleriyle. Türkleri Ruslara, Rusları ise Türklere anlatarak dostluk köprüleri kurdu. Nâzım’ın kurduğu gönül ve dostluk köprüleri bugün bile bizleri birbirimize bağlamaya devam ediyor.” dedi.
Livaneli: “O Dayandıysa Hepimiz Dayanırız”
Programın onur konuklarından sanatçı Zülfü Livaneli de konuşmasında, “‘Türkçenin büyük şairi’ sözü çok doğru, çünkü bir terzinin elinde kumaş neyse, bir sanatçının, bir yazarın elinde de dil odur. Dili ta Yunus Emre’den, 13. yüzyıldan – hatta daha öncesinden – alıp günümüze taşımak, ona yeni imkânlar kazandırmak… Nâzım Hikmet, Türkçeye – yani bizim anadilimiz, anayurdumuz olan Türkiye’ye – çok büyük bir katkıda bulundu ve bütün dünyaya bizi tanıttı. Ama esas önemli olan da Türkiye’de iyiliğe, güzelliğe, kardeşliğe, barışa yöneltti insanları.”
Livaneli, Nâzım Hikmet’in bir şiirinden alıntı yaparak sözlerini şöyle tamamladı:“Diyordu ki bir şiirinde: ‘Ben hapisten çıkmışım, Sait Faik’ten bahsediyor; ben hapisten çıkmışım, Sait’in karaciğeri sancılar içindeydi ve dünya güzeldi.’ Dünyaya, bütün zorluklara rağmen şöyle iyimser gözlerle bakan bir insan… Hepimize büyük bir güç veriyor. O dayandıysa, hepimiz dayanırız her şeye.”
Tören, konuşmaların ardından katılımcıların mezara çiçek bırakması ve toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
