Keskin nişancı tüfeklerinden “Oreshnik” adlı yeni silah sistemine, tanklardan savaş uçaklarına, dövüş sanatlarından diplomasi sanatına kadar pek çok unsur, doğrudan ya da mecazi anlamda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “silah” envanterinde yer alıyor. Putin’in bu yetenekleri nasıl kullandığını TASS Haber Ajansı, “Ulusal Savunma” dergisinin genel yayın yönetmeni ve askeri analist Igor Korotçenko ile birlikte inceledi.
Tabanca ile sınırlı değil
Vladimir Putin, KGB’nin 1 No’lu Yüksek Okulu’nda görev silahı kullanımı konusunda profesyonel eğitim aldı. “Elbette silah kullanmayı öğretiyorlardı. Görev silahıyla fena atış yapmazdım” diyen Putin, tüfek ve karabina ile atış yapmayı sevdiğini belirtti.
Korotçenko’ya göre, her güvenlik görevlisi gibi Putin’in de görev silahı vardı. Standart olarak Makarov tabancası (PM) kullanılıyordu. KGB’nin dış istihbarat biriminde çalışan Putin’in görev tanımı, ajanlarla temas ve analiz raporları hazırlamak üzerineydi, yani ajan filmlerindeki çatışmalardan çok bilgi toplama odaklıydı. Ancak Korotçenko, Putin’in 1980’lerin sonlarında Doğu Almanya’da görev yaptığı sırada elinin altında bir PM bulunduğunu değerlendiriyor. O dönemde rejim yıkılırken gizli belgelerin korunması gerekmişti.
1989’un sonunda protestocular Stasi binasına girip ardından KGB temsilciliğini hedef aldığında Putin devreye girmişti. “Belgeleri sokağa dökemeyeceğimiz açıktı” diyen Putin, bu süreçte arabulucu olarak görev yaptığını belirtmişti. Ancak durumu ciddiye almak gerektiğinden korumalara silahlarını göstermeleri emredilmişti.
Putin, 1990’ların başında Rusya’da da kendini savunma ihtiyacı hissettiğini anlatıyor: “Hakkımda pek çok şehir efsanesi anlatılıyor ama o dönem gerçekten tehlikeliydi. Dacha’mda yatağa tüfekle girdiğim oldu.”
Günümüzde görev gereği silah taşımasa da Putin, zaman zaman silah kullanma becerilerini yeniliyor. GRU karargâhında PM ve Steçkin tabancalarıyla atış yaptı, Ryazan’daki poligonda Dragunov keskin nişancı tüfeğini denedi ve Patriot Parkı’nda Çukavin tüfeğini test etti.
Korotçenko, bu anların Putin için profesyonel bir tatmin kaynağı olduğunu belirtiyor ve “Silahı elinde tutmak, nişan alma ve isabet duygusu ona keyif veriyor” diyor.
“Uçmaksa, uçmak!”
Putin’in askeri araçlarla olan teması da dikkat çekici. Bu deneyim, devlet başkanı olmadan önce başladı. 1999’da başbakan iken, bir eğitmen eşliğinde 10 dakika boyunca Su-25UB saldırı uçağını kullandı. Bir yıl sonra geçici devlet başkanıyken, Su-27UB savaş uçağının ikinci pilot koltuğunda Krasnodar’dan Grozni’ye uçtu.

2005’te stratejik bombardıman uçağı Tu-160’ta uçtu. 2024’te ise, hizmete henüz girmemiş Tu-160M modelinin kokpitine geçti. Putin, bu uçuşun planlanmadığını, ancak ziyaret ettiği tesiste uçağın hazır olduğu bilgisi verilince anında havalandıklarını aktardı.
Putin, uçağın ses hızını aşmasını “fark edilmeden geçen bir eşik” olarak tanımlarken, helikopter kullanmanın zorluklarına da değindi: “Bir kez denedim ama çok zor. Kontrol etmek neredeyse imkânsız.”
Yerde ise 52 yıllık sürücü deneyimi ona avantaj sağlıyor. 2021’de, Sibirya taygasında paletli bir arazi aracını kendi başına kullandı. 2011’de T-90S tankının komutan bölümüne geçerek sistemleri test etti. T-90M “Proryv” versiyonunu “dünyanın en iyi tankı” olarak nitelendirdi. Ayrıca Armata tankına da bizzat girdiğini söyledi: “Başkomutan olarak bu benim görevim.”
Savaş felsefesi
Putin’in daimi “silahı” ise dövüş sanatları. Korotçenko’ya göre KGB eğitimlerinde yakın dövüş dersi vardı ama Putin’in ilgisi çocuk yaşta başlamıştı. 11 yaşından beri sambo yapan Putin, bu alanda usta sporcu ve onurlu antrenör unvanlarını kazandı.
Putin’e göre dövüş sanatları sadece spor değil, bir yaşam tarzı: “İnsanın kendine inanmasını sağlar, dengeli ve güçlü bir birey olmasına katkı sunar.”
Sambo sonrası judo öğrenen Putin, burada da usta seviyesine ulaşarak 8. dan sahibi oldu. Judo felsefesinden “esneklik” ilkesini aldığını söylüyor: “Bazen hücum etmek gerekir ama çoğu zaman esnek olmak galibiyetin anahtarıdır.”
Putin’in 9. dan derecesiyle sahip olduğu taekwondo ve Kyokushin karate, ayrıca 8. dan ile Okinawa Goju-ryu karate bilgisi de var. Korotçenko, bu disiplinlerin Putin’e “soğukkanlılık, hızlı karar alma ve ani durumlara hazırlık” gibi özellikler kazandırdığını belirtiyor.
Bu özellikler, Putin’in kariyerinde de etkili olmuş; “Dövüş sanatlarındaki başarısı, terfilerinde yöneticileri için ek bir referans oluşturdu” diyor Korotçenko.
Demir kanatlar
Stratejik düzeyde Putin’in envanterinde Yars, Sarmat ve yeni geliştirilen Oreshnik gibi silah sistemleri de yer alıyor. Bu programlara başlanıp başlanmamasına doğrudan kendisi karar veriyor.

Korotçenko’ya göre Putin, bu sistemler hakkında sadece yüzeysel bilgiye değil, derin stratejik bir anlayışa sahip.
Barış ve istikrar vurgusu yapan Putin, ünlü bir sözü kendi yorumu ile aktarıyor: “İyi bir söz ile Smith & Wesson birlikte, sadece iyi bir sözden daha etkilidir.” Kendi dış politika tarzını ise şöyle özetliyor: “Ben barış güvercini sayılırım ama demirden kanatlarım var.”
Putin, iyiliğin güçsüz olmaması gerektiğini savunuyor: “İyilik, kendini koruyabilmeyi de gerektirir.” Bu bağlamda zaman zaman silah kullanmanın kaçınılmaz olduğunu belirtiyor.
Ve Putin’in kendi ifadesiyle, 60 yıl önce Leningrad sokaklarında öğrendiği hayat kuralı hâlâ geçerli: “Eğer bir kavga kaçınılmazsa, ilk sen vurmalısın.”